Dumansız Hava Sahası kapsamında yapılan çalışmalar...
Detayİnsan ölüm nedenlerinin en başında, kardiyovasküler hastalıklar (kalp-damar hastalıkları), kanserler, kronik solunum hastalıkları ve diyabet başta olmak üzere bulaşıcı olmayan hastalıklar (BOH) olarak sınıflandırılan hastalıklar gelmektedir. BOH her yıl 36 milyondan fazla ölüme yol açarken (küresel ölümlerin %63’ü), bu ölümlerin 14 milyonu 30 ila 70 yaş arasında gerçekleşmekte olup erken ölüm niteliği taşımaktadır.
Bulaşıcı olmayan hastalıkların tütün kullanımı, sağlıksız beslenme, fiziksel inaktivite ve zararlı düzeyde alkol kullanımı gibi ortak risk faktörleri ve kamu politikalarının yeniden düzenlenmesi ve işlevsel hale getirilmesine ek olarak, sağlık dışı sektörlerin katkısı ile de büyük ölçüde engellenebilir. Konu ile ilgili derneğimiz, tüm bu saydığımız nedenlerin ortadan kalkması adına birçok çalışmaya öncülük etmiş ve iş birliğine imza atmıştır. 2018 yılında T.C Sağlık Bakanlığı ile “Obezite ile Mücadele” projesi, 2013 yılında Sağlık Bakanlığı ile birlikte aynı zamanda Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin de içinde yer aldığı “Hareketli Hayatı Teşvik Projesi”, Kanıta Dayalı Tıp Derneği ile birlikte “Sağlıklı Yaşam Projesi”, 2016 yılında yine Sağlık Bakanlığımız ile birlikte hayata geçirdiğimiz “Diyabet Hasta Güçlendirme Programı” ve bununla birlikte “Beslenme Standartlarının Yükseltilmesi Projesi”, “Madde Bağımlılığı ile Mücadele Medico Psiko-Sosyal Modelleme Projesi” ve yine derneğimizin katkıları ile “Hasta Güçlendirme Programı” hayata geçirilmiş başlıca projelerdendir. Tüm bu projelerle birlikte sağlıklı beslenme konusunda 8 milyon kişiye ulaşılmış, fiziksel aktivite konusunda 1889 aile hekimi ve 7413 beden eğitimi öğretmeni eğitim almış ve Türkiye çapında yaklaşık 1.5 milyon egzersiz reçetesi dağıtılmıştır.
Bulaşıcı olmayan hastalıklara neden olan en büyük etkenlerden biri de sigara kullanımıdır. Sigara, tüm Dünya ülkelerinde ölüm ve hastalık nedeni olarak kabul edilen önemli ve önlenebilir halk sağlığı sorunudur. Bu sorun Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından da Dünya genelinde mücadele alanı olarak kabul edilmiştir.
Global verilere bakacak olursak, günümüzde halen erkeklerin yarısı, kadınların ise onda biri tütün ürünü kullanmaktadır. Dünya Sağlık Örgütünün projeksiyonuna göre 2030 yılında Dünya üzerinde 1.1 milyar insan sigara içmeye devam edecektir ve bu sayı günümüzle benzerdir. Sigara bırakma oranları ise oldukça düşüktür. Tütün kullanımı bu şekilde sürdüğü takdirde, yaşadığımız yüzyıl boyunca tütün kullanımına bağlı olarak 1 milyar dolayında kişinin öleceği hesaplanmaktadır. Dünya Sağlık Asamblesi’nin 2013 yılı toplantısında ülkelere 2025 yılına kadar tütün kullanımını üçte bir oranında azaltmaları önerilmiştir. Bu şekilde Dünya genelinde 200 milyon dolayında ölümün önlenmesinin mümkün olacağı bilgisi paylaşılmıştır. Sigara kullanımının azaltılmasında Dünya Sağlık Örgütü’nün hayata geçirilmesini önerdiği diğer MPOWER stratejileri de önem arzetmektedir.
Tüm bunlarla birlikte Türkiye'de yasadışı tütün mamulü ticaretinin %20’lerin üzerinde olduğu tahmin edilmektedir. Bağımsız otoriteler, yasa dışı tütün mamullerinin %17’sinin yasa dışı sarmalık kıyılmış tütün, %3’ünün de sahte ve kaçak sigaralardan oluştuğunu ifade etmektedir. Kaçak tütün ve sigara satışı bir yandan devletin vergi gelirlerinin düşmesine sebep olurken aynı zamanda da halk sağlığını tehdit etmektedir.
Sigarayı bırakmak, sigaranın zararlarını azaltmak ve sigara kaynaklı hastalıklardan korunmak için yapılabilecek en iyi seçimdir. Ne yazık ki özellikle sigara ile ilgili, bilimsel olmayan birçok bilgi kamuoyu ile paylaşılmakta ve toplum bilime ve kanıta dayalı olmayan bilgilere maruz kalmaktadır. Tütün ürünleri ile ilgili karar ve yönlendirmelerde öncelikle kanıta dayalı bilimsel veriler değerlendirilmeli ve toplumun tüm kesimleri buna uygun olarak bilgilendirilmelidir. Ek olarak sigarayla mücadelede kullanım oranını azaltmak suretiyle başarılı olmuş ülkeler ve stratejileri de ele alınmalı ve değerlendirilmelidir.
Dernek olarak Türkiye’de sigara içme oranının yüksekliğini göz önüne aldığımızda, sigaraya başlamanın önlenmesi ve bırakmanın teşvik edilmesi gibi temel ve öncelikli stratejilere ilave olarak güncel ve farklı bakış açılarının da kamu sağlık politikalarına dahil edilmesi gerektiğini düşünmekteyiz. Sigara kullanımının artan düzenlemelere rağmen ülkemizde azalma göstermemesi ve son on yıldan uzun zamandır sigara içme oranlarının benzer kalması sebebi ile ilgili bakanlıklar başta olmak üzere tüm sivil toplum örgütlerinin de yerel yönetimler ile iş birliği içinde çalışması gerektiğine, ancak topyekün bir mücadele ile başarının gelebileceğine inanıyoruz.
Derneğimiz, diğer risk faktörlerinde olduğu gibi global ve ulusal politikalarla aynı doğrultuda geliştirilecek sigarayla mücadeleye yönelik proje çalışmalarına başladı. Tüm ulusal ve uluslararası otoritelerin görüşlerine, bilimsel kaynaklara dayanan verilerine, aynı zamanda da Sağlık Bakanlığı’nın konu ile ilgili çalışmalarına sitemizden ulaşabilirsiniz.