- Bilgen Ülgen
- Gündem
- 05-07-2024
- (0) Yorum
Erken dönemde teşhis konması ve doğru tedavinin uygulanması, hastalıkların tedavisinde önemli bir rol oynar. Doğru tanının konulabilmesi ise bazı laboratuvar veya görüntüleme tetkiklerinin yapılmasına bağlı olabilir. Bu tetkiklerden biri de açlık ve tokluk kan şekeridir. Şeker hastalığında, hastaların çoğunda başlangıçta herhangi bir şikayet veya bulgu saptanmasa da kanda şeker yüksekliği belirlenerek tanı konulabilir.
Kan Şekeri Nedir?
Vücudumuzun hücreleri ve dokuları yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmek için enerjiye ihtiyaç duyar. Bu enerji, beslenme yoluyla alınan gıda maddelerinin metabolize edilmesi yoluyla elde edilir. Metabolizmanın enerji üretiminde kullandığı temel besin maddesi ise glikozdur. Bağırsaklarda sindirilen besinlerden elde edilen glikoz, dolaşım yoluyla vücudun diğer dokularına taşınır ve burada enerji üretilir.
Kanda taşınan glikozun laboratuvar tetkiklerinde incelendiği ve ölçüldüğü hali, kan şekeri olarak adlandırılır. Kandaki glikoz düzeyi, beyin, pankreas, karaciğer ve böbrek gibi organlar ile insülin, glukagon, kortizol ve büyüme hormonu gibi hormonlar tarafından sıkı bir şekilde kontrol edilir. Bu organlar ve hormonlar sayesinde kan şekeri düzeyi normal aralıklarda tutulur.
Tokluk ve Açlık Kan Şekeri Nedir? Kaç Olmalı?
Açlık Kan Şekeri: En az 8 saatlik açlık sonrasında sabah kanda aç olarak ölçülen glikoz düzeyidir. Sağlıklı kişilerde, sabah ölçülen açlık kan şekeri 70 – 100 mg/dl arasında olmalıdır. Açlık kan şekerinin 60 mg/dl altında ölçülmesi hipoglisemi olarak adlandırılır ve hayatı tehdit edebilir. Sabah açlık kan şekerinin 50 mg/dl’nin altına düşmesi ciddi hipoglisemi olarak kabul edilir. Diyabet hastalarında ise herhangi bir zamanda kan şekerinin 70 mg/dl’nin altına düşmesi hipoglisemi anlamına gelir ve tehlikeli olabilir.
Açlık kan şekerinin 100 mg/dl üzerinde ölçülmesi, kan şekerini düzenleyen mekanizmalarda birtakım aksaklıklara işaret eder ve şeker hastalığı açısından risk oluşturur. 126 mg/dl üzerinde ölçülen açlık kan şekeri ise şeker hastalığı tanısı koydurur.
Tokluk Kan Şekeri: Gıda alımından (ilk lokmadan) 2 saat sonra kanda ölçülen kan şekeri düzeyidir. Tokluk kan şekerinin 140 mg/dl üzerinde ölçülmesi şeker hastalığı açısından risk oluştururken, 200 mg/dl üzerinde ölçülen tokluk kan şekerinde şeker hastalığı tanısı konulur.
Açlık ve tokluk kan şekerlerinin incelenmesi, metabolizmaya dair önemli veriler sunar ve özellikle tip 1 diyabet, tip 2 diyabet ve gebelik diyabeti tanısında oldukça değerlidir. Kan şekerinin açlıkta 100-126 mg/dl arasında çıkması halinde veya tokluk kan şekerinin standart sonucu bilinmediğinde, ağızdan glukoz şurubu içirilerek yapılan oral glukoz tolerans testi (OGTT) ile de tanı konulabilir.
Kan Şekerindeki Değişimler Ne İfade Eder?
Kan şekeri düzeyi, vücudun metabolik durumu ile yakından ilişkilidir. Enerji üreten besinlerin kandaki temel formu olan glikoz, enerji ihtiyacının arttığı durumlarda dokulara daha fazla besin sağlanması gerektiğinde artar. Örneğin, yaralanmalar, ameliyatlar, enfeksiyonlar, yanıklar veya bazı rahatsızlıklarda kan şekeri düzeyi artabilir.
Kan Şekerinin Yükselmesi: Şeker hastalığında, kanda şeker yüksektir ve insülin hormonunun yetersizliği vardır. Bu durumda kan şekerinin düşürülmesine yönelik mekanizmalar çalışmadığı için yükseliş kontrolsüz şekilde devam eder. Kan şekeri kontrolsüz ve hızlı şekilde yükseldiğinde acil, hayatı tehdit edebilecek seviyede sağlık problemlerine yol açabilir. Uzun dönemde ise damar sertliği, kalp-damar hastalıkları, felç-inme gibi rahatsızlıkların gelişmesine neden olabilir. Ayrıca böbrek rahatsızlıkları ve göz problemleri gibi komplikasyonlar da kan şekeri yüksekliği ile ilişkilidir.
Kan Şekerinin Düşmesi: Kan şekerinin belirli nedenlerle normal değerinin altına düşmesi de yaşamı ciddi şekilde tehdit edebilir. Şeker hastalarında kan şekeri 70 mg/dl’nin altına düşmemelidir. Kan şekerinin çok azalması, beyin dokusu başta olmak üzere yaşamsal bazı doku ve organların fonksiyonlarını kaybetmesine yol açar. Kan şekerinin düşmesi ile açlık, çarpıntı, terleme, ellerde titreme, konuşma bozukluğu, koordinasyon bozukluğu, bilinç kaybı ve koma gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Erken teşhis ve doğru tedavi ile kan şekeri düzeylerini kontrol altında tutarak, ciddi sağlık problemlerinin önüne geçmek mümkündür. Bu nedenle, düzenli olarak kan şekeri takibi yapılmalı ve doktor kontrolleri ihmal edilmemelidir.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış