Otizmli çocukların yaşıtlarıyla bir arada olması sosyal gelişimleri için önemli bir fırsat sunar ve bu kaynaştırma sınıflarının önemini daha da artırır. Geçtiğimiz günlerde otizm spektrum bozukluğuna sahip bir çocuğun mezuniyet gösterisine alınmadığı iddiası büyük tepki topladı ve bu olayın ardından Uzman Klinik Psikolog Ayşe Şahin, otizmli çocukların sosyal gelişimleri üzerine önemli açıklamalarda bulundu.

Kaynaştırma Sınıfları ve Sosyal Gelişim:

Uzman Klinik Psikolog Ayşe Şahin, otizmli çocukların tipik gelişim gösteren yaşıtlarıyla aynı sınıfta eğitim almasının sosyal gelişimleri için gerekli olan gruba ait olma duygusunu geliştirdiğini belirtti. Bu durum, otizmli çocukların toplumsal hayattan dışlanma duygusuyla baş etmelerine de yardımcı olur. Kaynaştırma sınıfları, bu çocukların sosyal etkileşim becerilerini geliştirmeleri ve toplumsal uyum sağlamaları için ideal bir ortam sunar.

Destekleyici Yaklaşımın Önemi:

Şahin, otizmli çocukların eğitim ve sosyal etkinliklerde başarılı olabilmeleri için ebeveynlerin, öğretmenlerin ve okul personelinin destekleyici bir yaklaşım benimsemesi gerektiğini vurguladı. Bu çocukların bireysel farklılıklarına uygun müdahalelerin yapılması ve esneklik sağlanması önemlidir. Ayrıca, öğretmenlerin otizmli çocukların potansiyellerini ortaya koymalarına destek olması gerektiğini belirtti.

Akran Zorbalığını Önlemek:

Destekleyici bir yaklaşımın, tipik gelişim gösteren çocukların da yetişkinleri model alarak akran zorbalığının önüne geçmesine katkı sağlayacağını ifade eden Şahin, bu sayede tüm çocukların empati becerilerinin gelişmesinin teşvik edilebileceğini söyledi.

Etkinliklere Katılımın Önemi:

Mezuniyet töreni gibi etkinliklerde otizmli çocukların dışlanmaması gerektiğini belirten Şahin, bu tür etkinliklerin sosyal gelişim için fırsatlar sunduğunu vurguladı. Otizmli çocukların diğer çocuklarla birlikte etkinliklere katılması, sağlıklı bir sosyal gelişim için önemlidir.

Uzman Klinik Psikolog Ayşe Şahin, son olarak öğretmenlerin, otizmli çocukların bireysel özelliklerine uygun görevler vererek onların mevcut potansiyellerini ortaya koymalarına yardımcı olması gerektiğini söyledi. Ayrıca, empati becerilerinin geliştirilmesine yönelik çalışmaların, özel gereksinimli çocukların toplumsal dışlanmasını önleyebileceğini belirtti.