- Bilgen Ülgen
- Gündem
- 30-05-2024
- (0) Yorum
JAMA Network Open dergisinde yayımlanan yeni bir araştırma, hava ve ses kirliliğinin çocukluktan yetişkinliğe kadar psikolojik rahatsızlıklarla ilişkili olabileceğini ortaya koydu. İngiltere'de 1991-1992 yıllarında hamile kadınlarla başlayan bu uzun süreli araştırma, 9 bin 65 çocuğun 12 yaşına kadar maruz kaldıkları hava ve ses kirliliğini inceledi.
Araştırma kapsamında, söz konusu çocukların 13, 18 ve 24 yaşlarındaki psikolojik durumları, anne karnından beri maruz kaldıkları hava ve ses kirliliğiyle karşılaştırıldı. Elde edilen sonuçlar, katılımcıların yaklaşık yüzde 19,5'inin psikotik bir deneyim yaşadığını, yaklaşık yüzde 11,4'ünün depresyon ve yaklaşık yüzde 9,7'sinin kaygı bozukluğu yaşadığını gösterdi.
Araştırmacılar, PM2.5 adı verilen ince parçacıklı maddede küçük bir artışın bile daha fazla psikotik deneyim ve depresyonla ilişkili olduğunu belirtti. PM2.5, genellikle trafik, endüstriyel faaliyetler ve yanma işlemleri gibi kaynaklardan yayılan mikroskobik partikülleri ifade eder ve solunum yoluyla vücuda girdiğinde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Kritik Dönemlerde Psikiyatrik Bozukluklar
Araştırmacılardan Joanne Newbury, "Çocukluk, ergenlik ve erken yetişkinlik, psikiyatrik bozuklukların gelişimi için kritik dönemlerdir" dedi. Newbury, bu dönemlerde çevresel faktörlerin psikolojik sağlık üzerindeki etkisine dikkat çekerek, özellikle hava ve ses kirliliğinin azaltılmasının önemini vurguladı.
Bu araştırma, hava ve ses kirliliğinin yalnızca fiziksel sağlığı değil, aynı zamanda psikolojik sağlığı da ciddi şekilde etkileyebileceğini göstererek, politika yapıcılar ve sağlık uzmanları için önemli uyarılar içeriyor. Özellikle büyük şehirlerde yaşayan çocukların ve gençlerin maruz kaldığı kirlilik seviyelerinin azaltılması, gelecekteki psikiyatrik bozuklukların önlenmesi açısından kritik bir öneme sahip.
Gelecekteki Araştırmalar ve Uygulamalar
Araştırmanın bulguları, hava kalitesi ve gürültü kirliliği üzerine yapılan çalışmalara yeni bir boyut kazandırırken, gelecekteki araştırmalar için de önemli bir temel oluşturuyor. Yenibury ve ekibi, bu alandaki çalışmaların devam etmesi gerektiğini ve daha geniş kapsamlı verilerin elde edilmesiyle, politika değişikliklerinin daha etkili bir şekilde uygulanabileceğini belirtti.
Hava ve ses kirliliğinin psikolojik sağlık üzerindeki etkilerini anlamak, daha sağlıklı ve mutlu toplumlar inşa etmek için önemli bir adım. Bu doğrultuda, bireysel ve toplumsal düzeyde alınacak önlemler, çocukların ve gençlerin sağlıklı bir geleceğe adım atmalarını sağlayabilir.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış