Bulaşıcı olmayan hastalıklar tüm dünyada ve Türkiye’de halk sağlığını tehdit eden en büyük problemdir. Bulaşıcı olmayan hastalıkların altında yaygın, önlenebilir risk faktörleri yatmaktadır. Bu faktörler tütün bağımlılığı, fiziksel inaktivite, sağlıksız beslenme ve zararlı alkol kullanımıdır. Bu davranışsal risk faktörlerinin ve diğer metabolik/fizyolojik nedenlerin küresel bulaşıcı olmayan hastalık epidemisi üzerindeki etkileri arasında fazla kiloluluk ve obezite de vardır. Obeziteyi kontrol altına almak ve engellemek, Türkiye’de T.C. Sağlık Bakanlığı ve ilgili diğer kamu kuruluşları nezdinde öncelik teşkil etmektedir. Nitekim Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından Kronik Hastalıklar Eylem Planı onaylanmış, 15-17 Kasım 2006 tarihinde İstanbul’da “DSÖ Avrupa Obezite ile Mücadele Bakanlar Konferansı” gerçekleştirilerek “Avrupa Obezite ile Mücadele Belgesi” imzalanmıştır. 4-5 Temmuz 2013 tarihlerinde de Viyana Deklarasyonu imzalanarak üye ülkeler bulaşıcı olmayan kronik hastalıkların 21. yüzyıl kalkınması üzerindeki büyüyen etkisiyle, yalnızca tüm ilgili sektörlerin geniş çaplı ve etkin katılımıyla ve hükümetin ve toplumun bütününün çabaları ve tüm politikalarda sağlığa önem verilmesiyle baş edilebileceği sonucunu çıkarmışlardır.
Türkiye’de de kronik hastalıklar ölüm nedenleri ve hastalık yükü bakımından ilk sıradadır. Yapılan araştırmalar dünyada olduğu gibi ülkemizde de fazla kilolu olma ve obezite sıklığının giderek arttığını ve obezitenin özellikle çocuklarımızı ve gençlerimizi etkisi altına almaya başladığını göstermektedir. 0-5 yaş grubu çocuklarda obezite sıklığı %8.5, fazla kiloluluk ise %17.9 olarak bulunmuştur. Türkiye genelinde 19 yaş ve üzeri tüm yetişkin bireylerde ise obezite görülme sıklığı %30.3, hafif şişmanlık görülme sıklığı ise %34.6’dır. Ulusal sağlık politikalarının ana hedefi sağlıklı bireylerden oluşan sağlıklı bir topluma ulaşmaktır. Bu kapsamda, T.C. Sağlık Bakanlığı 2010 yılında “Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı”nı başlatmıştır.
Obezitenin kontrol altına alınması ve önlenmesi hareketi kapsamında, vatandaşların fiziksel aktivite seviyelerinin artırılması önemli bir başarı parametresidir. Yapılan araştırmalar her sene ortalama olarak 3.2 milyon insanın fiziksel inaktiviteden dolayı hayatını kaybetmekte olduğunu göstermektedir. Bu da her sene fiziksel inaktivitenin neredeyse trafik kazaları kadar can aldığını göstermektedir. Türkiye’de düzenlik egzersiz yapan insanlar toplam popülasyonun sadece %3.5’ini oluştururken, nüfusun %72’si fiziksel olarak inaktiftir.
Mevcut gidişat bu durumda iken, bulaşıcı olmayan kronik hastalıklar kapsamında obezite ile mücadelede ancak bu konu ile alakalı tüm paydaşların ortak, eş güdümlü ve kararlı çalışmaları sonucunda başarıya ulaşmak mümkün olacaktır. Bu mücadelede ulusal sağlık politikaları kapsamında sivil toplum kuruluşlarına da düşen sorumluluğun bilinciyle Sağlıklı Hayatı Teşvik ve Sağlık Politikaları Derneği, T.C. Sağlık Bakanlığı ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi arasında 14 Kasım 2013 tarihinde imzalanan protokolle Hareketli Hayatı Teşvik projesine başlanmıştır. Hareketli Hayatı Teşvik Projesi, Türkiye’de halkla birebir temas halinde olan iki önemli hedef grubun (aile hekimleri ve öğretmenler) fiziksel aktivitenin önemi konusunda bilinçlendirilmesi yoluyla toplumdaki fiziksel inaktivitenin azaltılmasını hedeflemektedir.
Türkiye’de fiziksel aktiviteyi yaygınlaştırmanın en etkili yollarından biri aile hekimliği sistemidir. 77 milyon vatandaşın her biri, bir aile hekimine kayıtlıdır. Önleyici hekimlik kapsamında obezite prevelansını düşürmek aile hekimlerinin sorumluluk alanları içinde yer almaktadır. Bu nedenle Hareketli Hayatı teşvik projesi aile hekimlerinin fiziksel aktivitenin önemi ve hastalıkların önlenmesindeki yeri konusunda bilincinin artırılması, topluma olan direkt ve etkin dokunuşları açısından önem teşkil etmektedir.
Türkiye’de her bir vatandaş için üniversite öncesinde 12 senelik ilk ve orta dereceli eğitim almak zorunludur. Bu sebeple tüm topluma özellikle körpe yaşlarda etkin temas halinde olan bir başka önemli grup, öğretmenlerdir. Öncelikle beden eğitimi öğretmenleri olmak üzere, T.C. Milli Eğitim Bakanlığı düzeyinde tüm öğretmenlerin fiziksel aktivite ve önemi konusunda bilinç düzeyinin artırılması, kısa vadede çocuklarımızın ve ailelerinin obezite ve bulaşıcı olmayan hastalıklar konusunda bilinçlenmesinde, orta ve uzun vadede de toplumun fiziksel olarak daha aktif hale gelmesinde önemli bir adım olacaktır.
Hareketli Hayatı Teşvik Projesi T.C. Sağlık Bakanlığı’nın 2010 yılında başlattığı ve 2013 senesinde 2014-2017 seneleri için güncellediği “Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı” ile stratejik olarak paralel hazırlanmıştır ve yürütülmektedir.
- Molarius A. Seidel JC, Sans S, Toumilehto J,Kuulasmaa K. Varying sensitivity of waist action levels to identify subjects with overweight or obesity in 19 populations of the WHO MONICA Project. J Clin Epidemiol. 52: 1213-1224, 1999.
- The challenge of obesity in the WHO European Region and the strategies for response, Ed. Francesco Branca, Haik Nikogosian ve Tim Lobstein, WHO, Denmark, 2007.
- Inequalities in young People’s Health, HBSC International Report from the 2005/2006 survey. WHO Regional Office for Europe, Denmark, 2008. http://www.euro.who.int/eprise/main/WHO/Informatio... (Erişim: 12.07.2013).
- Satman İ, Yılmaz T, Şengül A, Salman S, Salman F et al. Population-based study of diabetes and risk characteristics in Turkey. Diabetes Care; 25(9):1551-1556, 2002.+